S’imge : ÇİÇEKLER Sayımızda Türk ve Dünya Edebiyatından Seçilmiş 18 Düzyazı ile 73 Şiir Yer Alıyor.
BAHÇELERDEN UZAK
İstemem artık ışık, râyiha, renk âlemini,
Koklamam yosma karanfille, güzel yâsemini.
Beni bir lâhza müsâit bulamaz idlâle,
Ne beyaz bâkire zambak, ne ateşten lâle.
Beklemem fecrini leylâklar açan nîsânın,
Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguvanın.
Her sabah başka bahâr olsa da ben uslandım,
Uğramam bahçelerin semtine gülden yandım.
Yahya Kemal BEYATLI
LEYLAKLARINI ANLATIYORUM
Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün
Onu saçlarından topladığın belli
Bir leylak bahçesisin karşımda
Böyle kucağında kalsa daha iyi
Bir vazoya bırakıp gidiyorsun
Sen gidiyorsun leylaklar kalıyor mu sanki
Önce renkleri gidiyor arkandan
Nesi varsa gidiyor soyunarak
Her vazoya baktıkça karşımdasın ne tuhaf
Her kokladıkça dönüp dönüp geliyorsun
Düşünceler gibi filizleniyorsun gün geçtikçe
Yaprak yaprak gelişiyorsun
Leylak leylak bakıyorsun gözlerimin içine
Ölümsüz bir mevsim oluyorsun
Rıfat ILGAZ
SANA BİR ÇİÇEK
Sana bir çiçek veriyorum
Zor günlerin çiçeği
Karanlıkta açan.
Sana bir çiçek veriyorum
Özgürlük çiçeği
Solmayan
Durmayan
Çoğalan.
Bir çiçek ki
Sevdikçe güzelleşir insan!
Sana bir çiçek…
Orhon Murat ARIBURNU
GÜLÜN KANINDAN
gülsuyu, gülün kızkardeşi özbeöz
bir buğu olarak tenlerde uçuşan
gülyaprağı, gülün çocuğu özbeöz
yaşarmış gibi hep kendi okşanan
güldalı, dikenli ama güllü
ince dirençli ve kahraman
yeni bir soydandı yepyeni
kendi mezarında kendi açan bir güldü ilhan
sabah da kırmızı akşam da kırmızı
hep kırmızı kalacak solmadan
evet “süslü püslü ve şık bir bayan”
en güzel reçelleri yapıyormuş gülün kanından
Turgut UYAR
BEN GÜL VE ZAKKUM
Yüreğimden çıktım yola;
Gül de geldi, zakkum da,
Peşimizsıra acı,
Ben, gülü, zakkumu
Yolboyu kanata kanata
Az gittik, uz gittik;
Geldik bir başka yüreğin
Nasırlı kıyılarına.
Ben, gül ve zakkum
Peşimizdeki arsız acıyla.
Zakkum acıdı için için,
Gül kendini yele verdi
Savruldu havaya.
Ben bir boşluğa düştüm;
Düşerim, düşerim hâlâ.
Ve acı kalakaldı ortada;
Nasırlı bir yüreğin
Duyarsız kıyılarında.
Yalnız, yapayalnız;
Yandı bitti, kül oldu…
Biliyorum bu şiirden
Pek bir şey anlamadınız;
Kimse ermedi muradına.
Ben, gül ve zakkum
Hesaplaştık acıyla.
Metin ALTIOK
BİR EFLATUN MENEKŞE
sevdalı bir menekşe
tanırdım
eflatun
özgürlükte açan.
başkasının sevinci
onun da sevinciydi
inci kolyelerle
süslü
boynuna hiç
ölüm yakışmazdı ki.
geceleyin, kuş uçar
uyanır
menekşe
sanki kapısı çalan
onunki.
sevdalı menekşem
hercai eflatunum
üzgünüm
seni ben
soldurdum
seni ben öldürdüm
bir saksı yaparak
yaşadıklarımızdan.
Behçet AYSAN
MOR ÇİÇEK
Nerden buldun sen o rengi mor çiçek,
Çıkmışsın kayaların arasından cilveli, nazlı.
Kız çiçek kaparlar seni kurtlar, sırtlanlar
Kaparlar da koparırlar öperler.
Çarşafa gir, börtü böcek görmesin, en karasına
Morunu ört, yeşili ört, güzelliğini…
Sok zindana düşünceni duygunu…
Nerden buldun sen o rengi mor çiçek.
İnci ASENA
KOKU
Kışı bekliyorum, nergis çiçeğini.
Onunla oamak için, seni.
Sina AKYOL
SERVİ / GÜL
Acı yeşil bir orman servinin içi
ne çıkar kopkoyu kırmızıysan gül!
Ne gül uzak serviye
ne servi sanıldığı kadar uzun
gül yanıyor,
yaza dokunacaklar birlikte
ağzının kenarından okunan
ipeksi bir hatırası olacak gülün de.
Servi gecenin ortağı; acı kül
gül bir güneşle yıkanmış, gündüz
demiyor, gece demiyor, açıyor
sana bir hayal bıraktım, servi
senin ışığına âşığım, gül.
Birhan KESKİN
SEVGİLİNİN AY YÜZÜ
Bir çiçek bahçesidir sevgilinin ay yüzü
;
Her beni mor menekşe, saçı mis kokan sümbül,
Yeni açmış nergistir baygın bakışlı yüzü,
Yanağı kızıl lâle ve dudağı gonca-gül.
İlk aşk orda uç verir çuhaçiçeği ile,
Hanımeli çok gizli bir ilişkiye girer,
Karanfil, bu umutsuz aşkı körüklese de,
Fulya çiçeği gelir ve dostluk sona erer.
Çiçeklerin rengidir hayatı güçlü kılan.
Kırmızı için çılgın küpeçiçeği derler,
En güzel anıları mavide yaşar insan,
Beyaz masumiyeti, mor kudreti belirler.
Ey aşk! Kendi rengini gizleme artık sen de,
Güzel çirkin demeden bu çiçek bahçesinde!