HAZIRLANDIN DİYELİM / Turgut Uyar

30/09/2012

HAZIRLANDIN DİYELİM

hazırlandın diyelim bir yolculuğa
“bu, yalnızlığıda olabilir” diyor birisi
dayanıklı mısın bakalım
silahın nedir
ilkin asfalt ve beton
bir bakarsın önün ardın su kesilir
yüzme de bilmezsin ayrıca

“çocukluktan kalma şeyler bunlar”
diyor matrağa düşkün biri
“nasıl olsa yenilir”
Oysa kavradığım herşeyin adını bilmek
biraz bunaltıyor beni
örneğin bir atom santrali projesi
Hollanda’daki bir caz konseri
ölececeğimi biliyorum nasıl olsa
ama gölgemi önüme düşürüyor
güneş önümden gelirken
şaşırıyorum gövdemi

matrağa alışkınım aslında ama
ille kayayı delen incir,
suları aşan gemi!

Turgut Uyar


HER KİM BANA AĞYAR İSE / Âşık Paşa

26/09/2012

Âşık Paşa
(1272 – 1333)

 

HER KİM BANA AĞYAR İSE

 

Her kim bana ağyar ise
Hak Tanrı yâr olsun ona
Her kancaru varır ise
Bağ u bahâr olsun ona

Bana ağu sunan kişi
Şehd ü şeker olsun işi
Kolay gele müşkil işi
Eli erer olsun ona

Acı dirliğim isteyen
Tatlı dirilsin dünyada
Kim ölümüm ister ise
Bin yıl ömür olsun ona

Her kim diler ben hâr olam
Düşman elinde zâr olam
Dostlar şâd ü düşmanı
Dost mâşuk yâr olsun ona

Ardımca taşlar atanı
Hak tahta ağdırsın onu
Önüme kuyu kazanı
Güller nisâr olsun ona

Her kim diler ise benim
Ol dostumdan ayrıldığım
Gözlerinden hicâp gitsin
Dizâr iyân olsun ona

Bu Muhlis oğlu Paşa’nın
Güldüğün istemeyenin
Ağladının isteyenin
Gözüm pınar olsun ona


ÖLÜ BİR DENİZ YILDIZI / Edip Cansever

19/09/2012

 

ÖLÜ BİR DENİZ YILDIZI

 

Ey sonbahar! ey düşsel yolculuk! seni
Dolaştım yaz sıcaklarında, bekledim
Duydum ki benim değildi artık, doğanın
Kalbiydi uçurumlar toplamı kalbim.

De bana, anlat bana, öyleyse neden hatırlıyorum onu
O fırtına kuşunu gölgesini yere düşüren
Gittiydi geldiği yere, uzaklığına
Döner mi bir daha dönmez mi bilmem
Yüklenip yittiydi gözden onca çırpınışları
Ne sevinç bıraktıydı içimde, ne keder, ne acı
Bir sen kalmıştın sen, ey sonbahar ilimi, dörtnala gelen
Bir atın kalkışı gibi kalkıp da gözlerimden.

Parlar ki şimdi arasıra geceleri
Diplerde, derinlerde, yalnızlığımda
Ölü bir deniz yıldızıdır mutluluk
O nedensiz mutluluk, olsa da olur olmasa da.

Edip Cansever


TOMURCUK / S. Kudret Aksal

18/09/2012

 

TOMURCUK

 

Vazgeçmededir aşkın güzelliği
Boy atarken alabildiğine gür
Düzlerde ırmaklar örneği yürür
Yeşerirken ak bademin çiçeği

Güzelliği vazgeçmededir aşkın
Dur kapısında bu masal ülkenin
Suyun ışığı kokusu yeşilin
Bırak bir deli tomurcukta kalsın

Aşkın güzelliği vazgeçmededir
Bilmediğin suların yaman dibi
Başında ilk yazın ağaçlar gibi
Bir gün daha beter büyür güçlenir.

Sabahattin Kudret Aksal


OTAĞ / İlhan Berk

04/09/2012

 

OTAĞ

 

Sevgilim, işte eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün.

Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.

Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.

Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
(İsteğin bulanık kıyısında).

Bundan değil midir bizim aşkımızda
Sürekli bir akşam hüznü vardır.

İlhan Berk


AKDENİZ YARAŞIYOR SANA / Can Yücel

01/09/2012

(1926 – 12 Ağustos 1999)

AKDENİZ YARAŞIYOR SANA

 

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali Dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O senin sardunyalar gibi konuşkan sessizliğini

Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hâlâ
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım

Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine

Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi

Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani

Yeleleri büklümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru

Kadınım
Yaraşıyorsun sen Akdenize

Can Yücel


KARDEŞİM BARIŞI NE ZAMAN YAPACAĞIZ? / Fikret Demirağ

01/09/2012

 

KARDEŞİM BARIŞI NE ZAMAN YAPACAĞIZ?

 

Kardeşim, işte gene geldi yaz, yüreğin yazın mektubunu aldı mı,
işte yaz geldi gene, kardeşim, barışı ne zaman yapacağız,
ne zaman barışacağız önce kendi kendimizle sonra birbirimizle,
ne zaman gidip gelecek sevgi suları aramızda, işte gene yaz geldi,
barış buğdayını ne zaman ekeceğiz, yüreklerimiz ne zaman konuşacak,
ne zaman duyacağız, söyle, sevgili, yaşamın sürüme uğultusunu,
işte gene yaz geldi, etin mavinin ve sevişmenin kokusunu aldın mı,
ne zaman olacak kendi sesimiz, “kendimiz” olmayı ne zaman öğreneceğiz,
ne solgun çocuklar, gençlikler yaşadık, kardeşim, aklında mı,
aklında mı ne yoğun acılar, ne boşa yorgunluklar yaşadığımız,
anımsa, ne adına, ne bol ölümlere akıp gitti kanlarımız,
nasıl ziyan olup gitti en güzel yıllarımız, anımsa,
her gün biraz daha çarklara yedirildiğimizin farkında mısın,
şarkılarımızın başkalarınca belirlendiğini ne zaman anlayacağız,
boşa akan sular gibi nasıl yoğa akıp gittik, anımsa
Kendimiz olmayı, ne zaman öğreneceğiz, örselememeyi hiçbir yüreği,
umutlarımızın ve acılarımızın küllerine olsun saygılı olmayı ne zaman,
ne zaman anlayacağız yaşamın saygıya değer olduğunu, insanın ve şarkısının,
bir otu, bir yaprağı bile ezip örselemeden sevip koklamayı, ne zaman,
uğultulu zaman kovanı önünde ürpermeyi ve doğru algılamayı onu,
acıları gündemden ne zaman düşeceğiz, insanla yaşıt o çıkar duygusunu,
kardeşim işte gene yaz geldi, yazlar yüreğine sevmeyi öğretmedi mi,
işte yaz geldi gene, işte yaz geldi, işte yaz, mektubunu aldın mı,
Yüreğinin mektubu eline ulaşmadı mı hiç almadın mı avuçlarına onu,
şiir, o gerçek şiir ne zaman dolduracak yaşamın kılcal damarlarını,
sevginin tozunu ne zaman alacağız, ovup parlatmayı sevgili bir umudu,
kardeşim, büyük büyük harflerle yüreğimize ne zaman yazacağız
bu kirlenmiş dünyadaki bütün güzel, haklı şeylerin adını
Ne zaman alacağız yalansız bir sevişmenin o benzersiz tadını?

Fikret Demirağ