SEHER VAKTİ ÇALDIM YÂRİN KAPISIN
Sen bir aşksın ben bir mecnun
Sen olmasan ben olmazdım
Sen bir gülsün ben bir bülbül
Sen olmasan ben olmazdım
Kalbimde yaşarsın her an
Varım yoğum sensin inan
Kalbimdeki aziz mihman
Sen olmasan ben olmazdım
Ansızın kalbime girdin
Türlü türlü dertler verdin
Beraberce çeker derdin
Sen olmasan ben olmazdım
Sensin benim cümle varım
Yoktur başka kisb ü kârım
Hem yazımsın hem baharım
Sen olmasan ben olmazdım
Bağrımdaki açan çiçek
Türlü koku türlü irenk
Bu bendeki olan gerçek
Sen olmasan ben olmazdım
Dokun Veysel tele dokun
Coştu gönül etti akın
Sensin bana benden yakın
Sen olmasan ben olmazdım
Ben güzele güzel demem
Güzel benim olmayınca
Muhannetin kahrın çekmem
Gel deyip de gelmeyince
Gelirim amma döverler
Bizi bu ilden kovarlar
Güzel olanı severler
Ben ölürüm görmeyince
Var ol yürü var ol yürü
Kara bağrın yere sürü
Döğün döğün ağla bari
Benim gönlüm olmayınca
Senin çağın geçer olur
Bu dünyalar kime kalır
Tomurcuk gül gazel olur
Vaktında derilmeyince
Karac’oğlan sözün haktır
Düşmanın dostundan çoktur
Bizim’çin aynlık yoktur
Ya sen ya ben ölmeyince
(? – 1551)
Bugün ben pîrimi gördüm
Pîrin eşiği güldür gül
Eğildim yüzümü sürdüm
Pîrin eteği güldür gül
Gülden terazi yaparlar
Gülü gül ile tartarlar
Gül alırlar gül satarlar
Çarşı pazarı güldür gül
Gülden değirmeni döner
Onun ile gül öğünür
Akar arkı döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül
Gel ha gel ha can Hatâyî
Dostun nefesi güldür gül
Şu öten garip bülbülün
Derdi figanı güldür gül
(? – 1469)
Cihânı hiçe satmaktır adı aşk
Döküp varlığı gitmektir adı aşk
Elinden şekkeri ayrığa sunup
Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk
Belâ yağmur gibi gökten yağarsa
Başını ona tutmaktır adı aşk
Bu âlem sanki oddan bir denizdir
Ona kendini atmaktır adı aşk
Var Eşrefoğlu Rûmî bil hakîkat
Vücûdu fâni etmektir adı aşk
Kim ne bilir bizi nice soydanız
Ne zerrece oddan ne hod sudanız
Bizim meftûnumuz mârifet söyler
Biz Horasan mülkündeki boydanız
Yedi deniz bizim keşkülümüzde
Hacı’m ummân ise biz de göldeniz
Hızr ü İlyas bizim yoldaşımızdır
Ne zerrece günden ne hod aydanız
Yedi Tamu bize nevbahâr oldu
Sekiz Uçmak içindeki köydeniz
Bizim zahmımıza merhem bulunmaz
Biz kader okunda gizli yaydanız
Tûr’da Mûsâ durup münâcât eyler
Neslimizi sorar isen Hoy’danız
Abdal Musa oldum geldim cihâna
Ârif anlar bizi nice soydanız
(1352 – 1429)
N’oldu bu gönlüm n’oldu bu gönlüm
Derd ü gam ile doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm
Yan ey gönül yan yan ey gönül yan
Yanmadan oldu derdine derman
Pervâne gibi pervâne gibi
Şem’ine aşkın yandı bu gönlüm
Gerçi ki yandı gerçeğe yandı
Rengine aşkın cümle boyandı
Kendide buldu kendide buldu
Matlabını hoş buldu bu gönlüm
Sevâd-ı âzâm sevâd-ı âzâm
Belki oluptur arş-ı muazzam
Mesken-i cânân mesken-i cânân
Olsa acep mi şimdi bu gönlüm
Seyr-i billâhtır seyr-i billâhtır
Lî mâ’Allahtır fenâfillâhtır
Âyînesinde âyînesinde
Gird-i sivâyı buldu bu gönlüm
El fakru fahrî el fakru fahrî
Demedi mi o âlemler fahri
Fahrini fakrin fakrini fahrin
Mahv u fenâda buldu bu gönlüm
Bayramî imdi Bayramî imdi
Bayram edersin yâr ile şimdi
Hamd ü senâlar hamd ü senâlar
Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm
(1272 – 1333)
Dilim bülbül oldu öter
Âhım câna kılar eser
Türlü türlü yemiş biter
Mâmûr oldu bostanımız
Geçenler n’etti n’eyledi
Her birisi bir ad koydu
Leylâ ile Mecnûn gibi
Söyleniser destânımız
Aşk ile başım hoşdürür
Kande varsam yoldaşdürür
Yıl onki’ay sarhoşdürür
Aşk meyin içti cânımız
Mutî olduk aşk hâline
Bakmadık dünya malına
Girdik erenler yoluna
Tamâm oldu îmânımız
Ne kaşadır ne gözedir
Meylimiz görklü yüzedir
Dâima solmaz tâzedir
Bu bizim gülistânımız
Kim buldu dermân ecele
Görsek geri kim ki gele
Dahi gideriz ol yola
Menzildedir kervânımız
Âşık Paşa’m nice nice
Devlet onun ol göz aça
Bizden dahi gelip geçe
Bu yabancı devrânımız
(18. yy.)
Kara gözlü yârim ben gider oldum
Sakınıp zülfünü yoldurmayı gör
Ağlama sevdiğim yine gelirim
Hasretle aklını aldırmayı gör
Sen benim açılmış gonca gülümsün
Sağ kalır gelirsem yine benimsin
Gündüz hayâlimde gece düşümsün
Gülüne yad bülbül kondurmayı gör
Kara gözlü yârim bana yanıp da
Geleni geçeni beni sanıp da
Ağlayı ağlayı kahırlanıp da
Gül benzini sakın soldurmayı gör
Gevheri de der ki sakın açılma
Yanılıp da dilden bir söz kaçırma
Ellerin yanında göğsün geçirme
Düşmanı kendine güldürmeyi gör
Aşkımın temeli sen bir âlemsin
Sevgi muhabbetsin dilde kelamsın
Merhabasın dosttan gelen selamsın
Duyarak alırım sen varsın orda
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda
Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakşını saklar
Karanlık geceler aydın şafaklar
Uyanır cümlâlem sen varsın orda
Mevcudiyetteki kudreti kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
İnanıp kanmışım sen varsın orda
Hu çeker iniler çalınan sazlar
Kükremiş dalgalar coşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda
Veysel’i söyleten sen oldun mutlak
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyva çekirdeksin sen varsın orda