Bertolt BRECHT
ÖZGÜRLÜK
Me-ti şöyle dedi: Ne zaman özgür sayılırız? ‹nsanların çoğunluğunun güçlüklerin ortadan kaldırılması açısından en iyi diye nitelendirdiği çözüme baş vurabildiğimiz zaman. Bunun için çok az zor kullanmak gereklidir. Yine özgürlüğümüz açısından gerekli olan bir şey de, bu özgürlüğün elden geldiğince az yadsınması ve böylece bizim de elden geldiğince az zor kullanmak zorunda kalmamızdır.
Yeni dünyaların ve yeni makinelerin bulunması, insanoğluna büyük bir özgürlük getirmişti. ‹nsanoğlu doğadan daha iyi yararlanmayı öğrenince birçok kısıtlamalardan da kurtulmuş oldu. Ama kazanılan yeni özgürlük aradan kısa bir süre geçtikten sonra insanın insanı ezme ve sömürme özgürlüğüne dönüştü. Çağımızda ise başka sınıfları ezen ve sömüren sınflar, ezdiklerinden ve sömürdüklerinden ulusu özgürlüğe kavuşturmalarını, başka deyişle ulusa öteki ulusları ezme ve sömürme özgürlüğünü sağlamalarını istiyorlar. Oysa bu tür özgürlükler arttığı oranda yeryüzünde kölelik de artacaktır.
SU’DAKİ ÖZGÜRLÜKTEN YOKSUNLUK
Me-ti şöyle dedi: Duyduğuma göre Büyük Düzen’in gerçekleştirilmekte olduğu Su’da özgürlük yokmuş. İnsanlar orada yalnızca Büyük Düzen’i kurma özgürlüğüne sahipmiş. Ama bu kurma biçimi de özgür olmaktan uzak. Ne demeli şimdi buna? Büyük Düzen, özgürlüğün temeli değil mi?
Özgürlüğün insanların yaşam için en gerekli olan şeyleri üretme biçiminden, bunu sağlarken gerçekleştirilen işbirliğinin türünden bağımsız olduğuna inanıldığı sürece, insanların belirli özgürlüklerle, onlara şunu ya da bunu istedikleri gibi yapma izninin verilmesiyle özgür kılınabileceklerine de inanıldı. Ama bu yol, insanları özgürlüğe götürmedi.
Çev.: Ahmet Cemal
(Me-ti’nin Özdeyişler Kitabı)