simgeedebiyat@gmail.com
Sevgili Şiirseverler,
Sitemizde, dergi ve kitaplarımızdan alıntıladığımız örnekleriyle bugüne kadar (29 Ekim 2009) henüz %15 gibi küçük bir bölümünü yayımlamış bulunuyoruz.
Yayımladığımız şiir ve düzyazıların ön düzeltilerini yaparken gözden kaçmış dizgi-yazım yanlışları görürseniz bildirmenizi diliyoruz. Böylece birçok şiir sitesinde kopyacılıktan kaynaklandığı için sık görülen ve şairlerimize-okurlarımıza saygısızlık anlamı taşıyan kusurlarımızdan arınmış, katkılarınızla ‘en nitelikli şiir sitesi’ olma yolunda önemli bir adım atmış olacağımıza inanıyoruz.
Bu arada, şiir ağırlıklı sitemize ilişkin dilek, öneri ve eleştirilerinizi de iletirseniz mutlu olacağız.
Esenlikle… Sevgilerimizle…
S’İMGE
Işığı bol,aydınlığı kalıcı olsun.
Sevgimle…
Teşekkürler Gülgün, önerilerini de bekleriz. Sevgilerimizle…
apaydınlık bir döngü,okurken çok keyif aldım.teşekkürler ,sevgilerimle…
İlginiz ve beğeniniz için teşekkür ediyoruz Sevgili Aylin Hanım:-)) Bizi izlemeye devam etmeniz, bizi sevindirecektir…Sevgi ve saygılarımızla…
Cahit Hocam,
Güzel olmuş blogun..
Yardımcılarının da eline sağlık..
Umarım google-ın sitesi gibi Denizli 2.Asliye Ceza Mahkemesi wordpress-i de kapatmaz:)))
Selamlar…
Çok güzel yazılar.. Teşekkürler:)
İlginiz ve beğeniniz için biz de size teşekkür ediyoruz değerli komşumuz:-)) Değerli şeyler, paylaşıldıkça daha da değer kazanıyorlar:-))
Sevgili Perihan, Berna, Nurcan, Mihrican ve Buketimiz:)
Sitemizi özgün yorumlarıyla zenginleştiren siz değerli arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bu birlikteliğimizin sürmesi dileğiyle sevgilerimizi iletiyoruz.
Emek üreten yüreklerin değeri ölçülmez çünki, daima düşünce çıtasını yükseltir…
Sevgi ve saygılarımla
İnci Tun
Polyanna + umutkuslari+ canısın
Cihat abi (Cansever Eyüboğlu)Benim bildiğim 25yıl,sizdeki bu sevda inan ellerinden öptürür.Sitene yeni buldum ama eski tiryakinim bilirsin.Sağlıcakla kal
Sağolasın Salihciğim, 25 yıl geçivermiş gerçekten:)) Şimdi nerelerdesin, n’apıyorsun?
Güzel günlere.. Esenlikle…
Şiirlerimi sitenize nasılk gönderebilir..sitemnize nasıl üye olabilirim…?
Sitemizde öncelikli olarak son 25 yıl boyunca yayınladığımız dergi, seçki ve antolojilerimizden örnekler yayımlamaktayız. Her okura açık olan sitemiz için üyelik sistemi sözkonusu değildir.
BUGÜN
Hasan Hüseyin’in ruh halindeyim bugün
Yaralandığını bilmeyen sancak taşıyıcısı
Rıfat Ilgaz’ın son günlerindeyim
Huzurevinin mazilenmiş kokusu
Bedri Rahmi gibiyim bir yanım resim, şiir
Bir yanım hasret ranza, demir
Ahmet Arif’leştim bugün
Gönlümde aşiret, beynimde medeniyet
Bir garip Orhan Veli
Hafif deli ve melankoli
Şairleri bugün anlıyorum tamam
Aynı burçtanız desem, astrojiye inanmam
Aziz Nesin’in kırıcılığındayım
Cemal Süreya bir ‘y’sini kaybettiği iddiada
Sabahattin Ali ile Bulgar yolunda
Odabaşı’nın gençliğinden vurulduğu anda
Sunay Akın’ın oyuncaklarında
Ve şu an neredeyim biliyormusunuz?
Otsuz K.İskender’in 3. boyutunda
Veysel’in gözündeyim
Yunus’un gönlünde
Ben bugün Nazım’ın deniz olunduğu gölünde
Ben bugün çok garip bir haldeyim
30 haziran 08
BU FİLM BÖYLE BİTMEZ
AMA BİTTİ
Nazım’a
Yaşamın getirdiği şu noktada
Yaşanılanların bir etkeni ve nedeni vardır.
Tamam anlarız da
Ama tam da martın sonunda
Bütün dallar çiçekliyken
En güzel ucun kırılması revamıdır?
Umutlar bitti
Açık kalmış kitapların, yastık vazifesi
Sınavlar bitti. Vizeler, finaller bitti
Artık ne gelecek iş kaygısı kaldı
Ne de korkusu
Sevinçler yaza saklanmış yazlıklar gibi
Daha jelatinleri açmadan
Ne damatlıklar giyip, askerde gün
.saymadan
hayallerinin zarfını bile yırtmadan
gitti.
Hayat sana ilk taksitini bile ödemedi
Parmağında mürekkep leken
Cebinde kimya formülleri vardı, belki
Biz bile fazla fazla yaşarken
Canın sağ olsun diyor da
Senin baba BABA HAKKI’n varken
Diyemedi adaletsiz, zalim dünya
31/3/08
Görünce çok sevindim.
Teşekkürler Bedri Bey, sevgilerimizle…
Saygılar selamlar, emeğiniz ve elleriniz dert görmesin. Büyük ustanın dediğince: Şiir ayaktadır ve ayakta olmaya devam edecek. İnsan ve şiir sıcağı günlere…
Fazla söze gerek yok, “Harika bir site!”. Çok teşekkürler.
Dilimin Şiirsel Sevinci….
Nazım Hikmet Anısana
Düşümün sessiz kaldığı yerde silinip giden cümlemsin,
…
Kaç aşk yaşadım imgelerinin uzak ülkesinde
Kaç yaş büyüdüm sevdalı yanını hiç yaşamadan
Senin ellerinle bir kadına dokunamadan
Çoğalmadan,
Iklimlerin karmaşasında,herkes boy atarken.
Yaşlı,dalgın ve kimsesiz şiirlerimi okurken
Dost mavisi gözlerin gelir aklıma
Sevdiğin her kadına bakışın,
Yıllar boyu,Ülkemin ve yurtların konuğusun içimde
Yenilmez imgelerimin öfkeli sevinci
Sen;
“vatan hainliği`ne devam eden” ,
yel değirmenlerinin don kişot`u
Sen;
Öfkeme karayel
Tepeden tırnağa aşk,
Sen;
Dilimin şiirsel sevinci
öfkemin dilisin.
Hakan Özturan
Zafer işareti sapan çatalı
Dinle ey Doğulu,dnle ey batılı
Yıllar,aylar değil günşer sayılı
Sacını,başını Moşşe yolacak
Filistin bağımsız devlet olacak.
Beşerin alnında fani yazılı
Doğmadan Gazze\’de mezar kazılı
Moşşe hep silahlı,Moşşe azılı
Moşşe\’de çaresiz yalnız kalacak
Filistin bağımsız devlet olacak.
Gündüzdür geceler bombardımanla
Gecedir gündüzler tozla,dumanla.
Yerden sonra gökte boyandı kanla.
Gökler,yer rengiyle tekrar dolacak
Filistin bağımsız devlet olacak.
Füzelere karşı sapan taşları
Eğilmez kparda diktir başları.
Doldurmaz çocuğun çock yaşları
Devamlı bu güçten Moşşe yılacak
Filistin bağımsız devlet olacak.
ORHAN AFACAN
T.C.
MERSİN
YENİCE BELEDİYESİ
30 Ağustos -1 Eylül 2010 tarihlerinde düzenlenecek olan Yenice 7. Barış ve Kültür Festivali kapsamında düzenlenen ödüllü 5. Ulusal Şiir Yarışması şartnamesi
Katılma koşulları
1-) Şiir yarışmasının konusu “ BARIŞ İÇERİSİNDE BİRLİKTE YAŞAMA “
2-) Yarışma tüm amatör ve profesyonel şairlere açıktır.
3-) Yarışma serbest vezin dalında yapılacaktır.
4-) Yarışmaya en fazla iki şiirle katılınacaktır.
5-) Şiirler 17 Ağustos 2010 tarihine kadar “ YENİCE BELEDİYESİ ŞİİR YARIŞMASI KOMİSYONU – Yenice Belediyesi – Mersin adresine gönderilecektir.
6-) Katılımcılar yazdıkları şiirleri, ayrı bir zarfa koyup üzerine rumuzlarını yazacaktır.
7-) İkinci zarfa isim, özgeçmiş, varsa mahlas ve rumuzlarını yazıp kapatacaklar ve her iki zarfı üçüncü bir zarfa koyup kapalı bir şekilde belirtilen adrese göndereceklerdir.
😎 Yarışma sonuçları 17 Ağustos 2010 tarihinde dereceye girenlere telefonla ve http://www.mersinyenice.bel.tr Internet adresimizden kamuoyuna duyurulacak olup, dereceye giremeyenlere yazılı bildirimde bulunulacaktır.
9-) Yarışmada birinci olan şiir sahibi tarafından festival gecesindeki ödül töreninde okunacaktır.
10-) Ödül töreni 1 Eylül 2010 tarihinde festival gecesi halkın huzurunda yapılacaktır.
11-) Dereceye giren şairlerin sadece kendilerinin Yol (otobüsle) , Konaklama ve Yemek giderleri Yenice Belediyesi tarafından karşılanacaktır.
12-) Yarışmaya katılan şiirlerin daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış ve başka bir yarışmaya katılmamış olması gerekmektedir. Daha önce yayınlandığı tespit edilen şiir dereceye girse dahi iptal edildiği kamuoyuna açıklanacaktır.
13-) Şiirler bilgisayar, daktilo veya okunaklı el yazısıyla yazılabilir.
14-) Yarışmacılar şiirlerinde açık isim ve varsa mahlaslarını kullanmayıp rumuz kullanacaklardır.
15-) Katılımcılar isimlerini, açık adreslerini ve telefonlarını mutlaka belirteceklerdir.
16-) Seçici kurul yarışma sonunda açıklanacaktır.
ÖDÜLLER:
BİRİNCİYE: 350 YTL + PLAKET
İKİNCİYE: 250 YTL + PLAKET
ÜÇÜNCÜYE: 150 YTL + PLAKET
İLETİŞİM: 0.324.6513005 – 0.530.4675892 – Tuncay AKDAĞ / Kültür İşleri Şefi
Derginizi Mephisto Cafe de bulabilecegimiz seklinde not dusulmus. Ancak gerek beyoglu gerek Besiktas ta bulamadim. Ve uzun zamandir yayımlanmadigini uzulerek ogrenmis bulunuyorum. Istanbulda yonlendireceginiz baska bir aderes varmidir..???
Simge Seçkimiz 3 yıl önce yayınına ara vermişti, aynı formatta Mavi Güvercin Seçkimiz yayımlanıyor.
Simge’nin tüm sayılarını Sitemizin başındaki listeden görebilir, eksik temalarınızı tamamlayabilirsiniz.
İyi günler,
Sitenizin şiir bölümünde şiirlerimi yayınlamak istiyorum.
Yardımcı olur musunuz.
Teşekkürler ve başarılı yayın hayatı temennilerimle….
Sitemiz Türk ve Dünya şiirinin bir antolojisi niteliğinde önemli dergi ve kitaplardan eğitim amaçlı seçmelerden oluşmaktadır. Her tarzın başarılı şiir örneklerine de yer veriyoruz tabii. simgeedebiyat@gmail.com adresimize göndereceğiniz örnekler başarılı bulunursa yayımlanabilir. Sevgiler…
Beyoğlu’nda
Beyoğlu;
Duyguların akvaryumu.
Bense,
Zamanın
İstiridye kabuklarından geçen
Lepistes.
Hey be canım sevda rüzgarı,
Bir nefes, bir heves
Günışığı gibi
Nerelerden olursa olsun
Delicesine es.
Emsalsiz mevsimlern yolu
Beyoğlu:
Yaşantımızın vazgeçilmez huyu…
BEYOĞLU ADINDAKİ MABED
Zaman acımasızca kendini asmıştır,
Gölgesi uzanır merdivenlerine.
Nice aşklar yaşanıp,
Külleri hatıra kaldı
İstiklal Caddesinde.
Söylenecek bir şey yok.
Pera-Palas’da sükun buldu
Yorgun seneler.
Tünel’de hala bekleniyor
O vefasız sevgililer.
Akşamın
Kasvetli bulutları çöküyor,
Anıların üzerine birer birer.
Odakule, Latin Kilisesi,
Ayakta zor duruyor, üzülmekteler.
Sadece Haçopulos Pasajı bilir;
Orada Rum Kızını nasıl sıkıştırdığımı.
Dayanılır gibi değildi etli dudakları.
Bugün tanımamazlıktan gelip geçsem de
Mazimizin tokadı, kızartır suratımı.
Tam ortasında kalmışımdır,
Galatasaray Meydanı’nda.
Balık Pazarı’ndaki kokular,
Çiçek Pasajı’nın kusmuklarına karışır.
Hayallerin aksidir, orada sızıp kalır.
İnci Pastahanesi;
Deri derin süzer beni, anlayamam.
Her köşe başında yorgun yaşamlar,
Susmaz hayat kadınının şuh kahkahası
Kulaklarımda patlar.
Kelimelerle tarif edilemez;
Ağa Camii’nin minberinde uyur
Huzurun ta kendisi.
Tesbihlerde ard arda dizilidir
İnsanlığın sevgisi.
Fransız Konsolosluğu’ndan geçerken,
İçim burkulur her nedense.
Çıkagelir ayrılık sinsice.
Hani “ölene dek bekleyeceğim” diyen
Çilli sevdiğim nerede.
Sarhoş akşamların altında kalmıştır,
Taksim Meydanı.
Yaslanır omuzlarıma;
Bıraksam
Yığılacak raylara boylu boyunca.
Üzerimize örtmüşler çaresizliği;
Yaşam,
Ha düştü ha düşecek yakamızdan.
Duygular dağılmıştır açık saçık.
Gizemli Beyoğlu Mabedi’nin
Dayanılmaz uykusundayız artık…
Beyoğlu’nda (3)
Bir eller cepte senfonisindeyim.
Terk edilişin çıplaklığında,
Dağınıklığın korkusu başlar
Kaldırımlarda.
Tramvaylara ray olur
Hayallerim.
Tünel’e uzanır,
Taksim’e geri dönerim.
Akşamın karanlığı çökerken
Beyoğlu’na;
Anlamadığım havalar
Gelip ortada dururlar.
Yalnızlık,
Anılarımıza laf atar.
Çaresizliğin
Kirli dişlerine inat,
Çarmıhlara gerilir duyguları.
İster istemez
Loş sokaklara sığınırım.
Hicaz Faslı;
Kanunun tellerinden yayılırken
İstiklal Caddesi’ne,
Gizemli bir tebessüm yanıp söner
Sinsice.
Aldanışlar, tekmil vefasızlıklar,
Tüm güzellikleri
Bir çıpırda boğarlar.
Terkedip giderken geceler
Yerlerini , sabahlara.
Nice aşklar başlar,
Yürekler kavrulur
Vefasız sevgilinin avuçlarında.
Yaşam;
Sızıp kalsa köşe başlarında.
Umutlar
Dar sokaklarda kaybolsa.
Geceleri
Azrail, tur atıyor olsa da
Buralarda;
Yarınlara doğru gün ışığı,
Bambaşka doğar
Beyoğlu’nda…
Beyoğlu’nda (4)
Gitarın tellerinden yayılırken
Gizemli duygularım melodileri,
Pera Cafe’nin önünden geçer
Anılar Treni.
Sırtlarım
Umutlar Tramvayını
Uzanırız Tünel’e.
Eski aşklar, taşınıp gitmişler
Zamansızlığın doruğundadır bu yerler.
Umarım
Hala benl bekliyordur,
Haçopulos Pasajı’nda
Unuttuğum dilber.
Bırakmaz İstiklal Caddesi,
Hamur gibi yoğurur
Kurtaramam kendimi.
Her bir parke taşı,
Hatırlatır bana, yalancı aşkları.
Çaresiz
Gönderirim Tramvayı Taksim’e.
Dizlerimin bağı çözülür,
Sahipsiz kalmıştır duygular
Çöreklenirler yüreğime.
Bir nefes alıp-veririm, bir daha.
Sararmış buket çiçektir,
Kaybolmuş saatler ellerimde…
Beyoglu’nda (5)
Anılar,
Rakkase mükemmelliğinde
Dans ediyorlarken
İstiklal Caddesi’nde,
Yaşamın yorgun nefesi
Unutturamaz bana,
Tramvay’daki zenci güzelini.
Delikanlılık cevheri
Köşe başlarındadır
Hayat kadınlarının bitmez ekmeği.
Yükseliyorken
Ağa Camii’nden ezan sesi;
Yine de tutamaz
Şehevi arzularımı.
Peşinden koşturup gider
Moldovya’lı dilber.
Duygular
Çiçek Pasajı’nda sıkışıp kalır.
Bir öğürtüdür
Kulakları patlatır.
Çaresizliğin kusmukları
Raylara yayılır.
Polislerle dalaşır 3-5 travesti.
Akşamın
Alacakaranlığına karışır,
Siren sesleri.
Umutlar
Saklanacak sokak ararken,
Odakule
Yüksekten seyreder hepsini.
Tünel;
Çoktan kaybetmiştir eski etiketini.
Zaman silindiri, acımasızdır yaşama.
Geceleri
Yıkık yaşamlar geziniyorken
Buralarda,
Gündüzleri,
Yepyeni yürekler atmaya başlar
Beyoğlu’nda…
Beyoglu’nda (6)
Beyoğlu’nun güzelleri,
Aşkın yalancı yüzleri.
Turaladıkça İstiklal Caddesini
Yakarlar nice yürekleri.
Beyoğlu’nun güzelleri,
Estikçe bahar yelleri
Nazlanıp dururlar
Sanırsınız yaz gülleri.
Beyoğlu’nun güzelleri,
Yıllanmış şarap gibi
Ne yapsalar yeri.
Peşlerinden sürükleyip götürürler
Ahh.ah bu ömür dediklerini…
(Merhum Bestekar Mustafa MALAY tarafından RAST Makamında bestelenmiştir)
Beyoglu’nda (7)
Beyoğlu’nda,
Dar bir sokak.
Satılır köşebaşında
Nazar boncuğu, takılar.
Anlamadığım duygular,
Bırakırlar beni burada.
Dalarım
O dar sokaktan içeri.
Cumbaların,
Arkasına gizlenmiş
Buraların
Eski güzelliği.
Çiftleşen kedilerin hırıltısını,
Aniden keser
Yerlerde sürünen
Travestinin çığlığı.
Bir uğultudur başlar.
Yorgun zaman ve ihtiraslar,
Alkol kokusuna karışırlar.
Bir lokma ekmek için
Çırpınan yaşlı teyzede,
Biliyorum
Pek çok hatıralar saklıdır,
Derin yüz çizgilerinde.
Hırsımı
Tekmelediğim
Boş bira kutusndan alırım.
Sokağın öbür ucundan
Hızla geçer
Rus güzeli,
Bakakalırım.
Çaresizce
Geri dönerim.
Soyunurum
O dar sokaktan.
Aatarım kendimi,
İstiklal Caddesi’ne.
Ardıma bakmam bile.
Biraz alıngan
Biraz meyhoş,
Biraz da biteviye,
Karışır giderım
Beyoğlu’nun insan seline…
Şişli
Burası
Şişli-Halaskargazi Caddesi.
Mevsim
Bağbozumu.
Geç Otur karşıma 55 yıl.
Geri getir,
Kısa pantolonlu çocukluğumu.
Birazdan geçer
Mecidiyeköy – Yenikapı
24 nolu tramvayı.
Raylarına
Dizdiğimiz Mantarlar,
Patlarlar peşpeşe.
Büyüklerde depreşir öfke,
Biz çocuklar pürneşe.
Durdurur tramvayı
Pos bıyıklı
Tonton vatman amca;
Kovalar bizi
Etfal Hastahanesinin
Sokaklarına.
Kulaklarımızın özlemleridir;
Yoğurtcu Ramazan Amca’nın
Ellerinde salladığı çan.
Kış geceleri
Sokaklarımızda satılan
Tahin-pekmez.
Unutturamazsın zaman,
Gücün yetmez.
Akşam,
Samanyolu’nun
Arka sokaklarına saklanmış.
Projektörler,
Kablolar
Bir cümle film ekibi.
Yönetmen bağırtıları.
Acayip telaşlar içinde
Seyre hazır,
Toplanmış mahalle halkı.
Sanki
Ekmek, aş veriyorlar.
Hepsine
Kahkahalarla gülüp geçiyor
Dolunay.
Bilmem
Bilemem.
Hangi filmin
Kaçıncı sahnesini çekiyor;
Rahmetli Orhan Günşiray.
Doğum günümün hatırına;
Efendi efendi
Geç otur karşıma
55 yıl.
Ya geri getir
Kısa pantolonlu çocukluğumu,
Ya da
Kaçacak delik ara.
Gerisini anlıyorsun ya…
İstanbul Türküsü (3)
Altımda
Boğaziçi Vapuru’nun güvertesi.
Karşımda
Altın Boynuz Haliç.
Yaşantımızda
Zıpkın tadıyla gizli,
Okşa yüzlerimi okşa
Keskin kolonya kokulu
Ilık lodosun esintileri.
Gözlerim açık olsun
Bu rüya aleminde.
Efkar basmış gönlünü de,
Tüttürür dumanını
Cibali Sigara Fabrikası.
Biteviyeliği oynar,
Geride kalan
Hoş bir anı.
Alınlarınız ak,
Başlarınız göğe değiyor.
Tarih,
Gıpta ile bakıyor.
Fatih ve Süleymaniye Camiileri;
Hiç bitmez
Sizin
İstanbul nöbetleri.
Huşu içinde gezinir,
Büsbütün büyür İman.
Sarar bütün yaşamları.
Medine-i Münevvere’nin kardeşi
Hz.Eyüp Sultan.
Közde köpürder
Kallavi kahvesiyle,
Kucak açmış bekler Piter Loti.
Oyunlarına dalmıştır
Mazi ve duygular.
Sarmaşıklarda sallanır
Zamanın gümüş rengi.
Gözlerimin önünden
Siyah beyaz
Film şeridi geçiyor;
Eski Galata Köprüsü,
Köprü altı serserileri
Ve
Kulaklarımızın aşinası,
Seyyar satıcı sesleri.
Karaköy,
Belli ki sıkıntılı.
Görüntüsünü bozuyor,
Kabataş’tan gelen
Metro tramvayı.
Kendini tanıyamıyor,
İsyanlarda Eminönü;
Güzelim vapur dumanları,
Martı kuşlarının yerini
Bilinmeyen
Klakson sesleri aldı.
Mahzun bakışlı
Dimdik ayaktadır Yeni Cami.
O manevi ruhla duruldum.
Mermer basamaklarında,
Güvercinlere yem atıyor
Çocukluğum.
Mısır çarşısı;
Etten kemikten bir parçasın.
Tarihin
Bu tavanlarında
Hala asılıdır,
İlk sende tattığımız
Baharat kokuların.
Tahtakale;
Yaşantımızın
Yedek parçalarının satıldığı
Otantik belde.
Saklandın mı!
Yoksa
Tarihten mi kaçıyorsun.
Bunu
Sen de bilmiyorsun.
Sultanhamam’daki
Mahşeri kalabalık;
Sanki
Her biriniz tanıdık.
Rüyalar dizisinde
Durmayın, gezinin,
Genç, yaşlı, İhtiyar.
Yaşam,
Bizleri burada unutmuş,
Bunda ne var.
Rahmetli Hacı Annemin,
Küçükken
Ellerimden tutup,
Sünnet elbiselerimle gezdirdiği
Ahh nerede
O zaman dilimi.
Kaymaklı tel kadayıf
Lezzetindeydi.
Kapalıçarşı;
Nice
Sevinçlerin, hüsranların
Bir cümle;
Etik
Yaşam nefeslerinin adı.
Burası
Nasıl olmasın,
İnsanların
Karınca yuvası.
Mehter Marşlarının
Sesleri duyuluyor.
En güzel
Aşk şerbetleri;
Direkler arasında yudumlanıyor.
Hakkındır,
Geçmişimiz
Seninle gururlanıyor.
Sana
Hiçbir tepeden bakamıyorum,
Gözlerim kamaşıyor.
Sen,
Fatih’lerin
Kanuni’lerin,
Üstat Yahya Kemal’lerin
İstanbul’usun.
Bense
Garip şair Dursun.
Bırak,
Zavallı gönlüm
Böyle avunsun…
Kapaliçarşi
Beyazıt Kapısı’ndan
Kovulur,
Ne varsa hüzünden yana.
Arayıp
Bulamaz insan
Kendini burada.
Güvercin kanatlarında
Saklanır,
Umutlar.
Bedestan’da yudumlanır
Yorgun-meyhoş çaylar.
Yelpaze gibi rüzgarlardır,
Tarih’ten eser.
Neler anlatır da
Bilemeyiz,
Direklerarasında
Fokurdatılan nargileler.
Sultanhamam Kapısı’na
Vardığımda,
Zaman çekip gider.
Hep karşımda durur,
Annemin; küçükken aldığı
Sünnet elbiselerim.
Bomboş kalır
Sultanhamam Çarşısı,
Tepede-tırnağa titrerim.
Sahaflar Çarşısı’nda,
Unutulur yaşam.
Etkilemez bizi
Dertler Senfonisi.
Emrimizde durur
Sabah-akşamlar.
Derken,
Binbirçeşit
Rüyalar başlar.
Yüreğimdeki
Dinmeyen tatlı sızı.
İnsanların
Karınca yuvası.
Sularını içtik sebillerinden
Damak tadı.
Yaşantmıza sığmayan
Değerler yargısı.
Heyyy… Kapalıçarşı…..
Midilii Adasi’ında Bir Gün Batimi
Zaman,
Bir İkindi vakti.
Güneş yorgun argın
Sallanıyorken
Yamaçların tepelerinde.
Sincap çevikliği
Ve
Yılan sessizliğinde
Helen Güzeli,
Midilli Sahilnden denize girdi.
Önceleri
Saçlarını okşayan ılık rüzgar;
Bu güzeliğin karşısında afallar.
Dayanamaz
Sonrası,
Helen Güzeli’nin
Yanaklarını okşamaya başlar.
Sevinçten kabarır Ege Denizi.
Assos’un kıyılarına vurur.
Bu yakadaki
Sessiz sakin duygular,
Yedi şiddetindeki depremle ayaklanırlar.
Kıyıda
Demli bir akşamüstü çayı
Yudumluyorken,
Uzaktan görürüm
O Helen Güzeli’ni.
Çıkarım Behramkale’nin
En yüksek tepesine.
Aşkın dayanılmazlığı
Çırpınıp durur
Bir kadeh
Kırmızı şarabın akislerinde.
Gün batımına doğru,
Zaman
Durdurur beni.
Denizden çıkıp
Gözden kaybolunca
Helen Güzeli;
Acımasızca
Midilli’nin sahillerine gömer,
Ümitlerimi, hayallerimi, nefeslerimi…
Unutulmayan Şiirler Antolojisi isimli şiir kitabını arıyorum ancak bulamıyorum,(Aziz Nesin’in resmi olan) yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. İletişim için lütfen : osmanbayar@gmail.com
2005’te 11. baskısı yapılmış olan Unutulmayan Şiirler Antolojisi tükenmiş durumda. Ama, kapağında 5 şairin yer aldığı genişletilmiş basımda Aziz Nesin’in resmi yoktu. Yeni yılda yeni basımı yapılacak. Teşekkürler…
“Emeğinize sağlık mukemmel paylaşımlar ”
karanlıkları boğacak tarzda eserler ..
ecE ayhaN çağlaR’ı nereye sakladınız…
İnternet üzerinde de olsa derginizi görebilmek benı cok mutlu etti.Birkaç yıldır yayın yapmadığınızı biliyorum.Derginizi niye bulamıyorum diye yayınevınızı defalarca aradığımdan bunu üzülerek öğrenmiştim..aynı formatta yayın yapan mavi güvercin seçkisinden bahsetmişsiniz.ben balıkesir de ikamet etmekteyım.acaba buraya gönderilmekte mıdır?Nerede bulabilirim.bilgilendirmeyı mail adresime de yaparsanız sevınırım.lütfen yayınlarınıza devam edin.saygı ve sevgilerle..
soruma hala yanıt bekliyorum. sayın editör.
Yanıtımızı e-posta adresinize ilettim Alev Hanım 🙂
38 sayıdan oluşan S’imge seçki koleksiyonu almak istiyorum.Nasıl ulaşabilirim size e-posta adresim:abdulkadirture@hotmail.com yardımcı olursanız çok sevinirim, aslında çeşitli kitapçılardan birkaç sayıyı aldım , diğer sayıları kitapçılarda bulamadım kitapçılar aracılığıyla adresinize ulaşmak istedim fakat bir türlü ulaşamadım, altı yedi yıldır çıkardığınız seçkileri kitapçı raflarında buldukça alıyorum; fakat onlarda sanırım ellerinde kalmış raflarda araya sıkışmış yayınlar. yayınlarınzı ulaşmamımsağlasanız ;abonelik veya Adana veya Sivas’ta yayınlarınıza ulaşabileceğim kitapçı konusunda yardımlarınızı bekliyorum ilgileneceğiniz için teşekkür ederim
Sitenizi tesadüfen buldum.
Çok emekle hazırlanmış ve özgün eserleri toplamış.
Ellerinize sağlık…
Fatih ÇAKIRTAŞ
Merhabalar!
Sitenizle tesadüfen tanıştım. Siteyi çok sevdim. Kültür / Edebiyat sitesi tanıdığıma sevindim. Şiir yazmayı deneyen biri olarak sitenizin şiir ağırlıklı olmasına daha da çok sevindim. Şiir çalışmalarımdan küçük bir örnek:
Akan Kana Dur Deyin!
Acının dili olmaz; Kürd’ü, Laz’ı, Türk’ü yok
Aynı acıyla akar, gözyaşının ırkı yok!
Evlat öldüren kurşun yürekleri acıtır
Dünyada bütün gözler, aynı yaşı akıtır!
Ağlayan hep yoksuldur, yoksul için yengi yok
Acı aynı acıdır, gözyaşının rengi yok!
Ülkemin insanına kanlı eller uzanır
İnsanım kan ağlarken anamalcı kazanır!
Krallıklar yıkılıp krallar ölmedi mi
Kan’a isyan etmenin zamanı gelmedi mi?
Yeter artık, katiller namluyu yağlamasın
Savaşlara DUR deyin, analar ağlamasın!
Cumali Cumalioğlu
Sitenize üye olmak istedim ancak üyelik butonu göremedim. İlgilenirseniz sevinirim.
Saygılarımla…
Üye olmak gerekmiyor, giriş serbesttir 🙂
Yanıt için teşekkür ederim sevgili simgeşiir.
S’İMGE dergisinin hala yayınlanıp yayınlanmadığını öğrenebilir miyim?Eğer yayınlanıyorsa abone olmak isterim.Teşekkürler.
Bahçe sona erdiğinde yayımlanan S’imge seçkilerimiz de 2008’de yayınına ara vermişti. Site başlığımızda yer alan Akdeniz ve S’imge Yayınları listemize bakınız. Dergi ve seçkilerimizin listesinden istekleriniz olursa bildiriniz, gönderelim. Sevgiler…
Bilgilendirme için teşekkür ederim.Ankara da okurken S’imge dergisinin takipçisiydim.Sonra göreve başladığım yerde dergi bulamadığımdan ara verdim.Hala eski dergilerim durur arada açar okurum ve eski günleri hatırlarım.:))