S’imge-İletişim

SimgeLok

simgeedebiyat@gmail.com

Sevgili Şiirseverler,

Sitemizde, dergi ve kitaplarımızdan alıntıladığımız örnekleriyle bugüne kadar (29 Ekim 2009) henüz %15 gibi küçük bir bölümünü yayımlamış bulunuyoruz.

Yayımladığımız şiir ve düzyazıların ön düzeltilerini yaparken gözden kaçmış dizgi-yazım yanlışları görürseniz bildirmenizi diliyoruz. Böylece birçok şiir sitesinde kopyacılıktan kaynaklandığı için sık görülen ve şairlerimize-okurlarımıza saygısızlık anlamı taşıyan kusurlarımızdan arınmış, katkılarınızla ‘en nitelikli şiir sitesi’ olma yolunda önemli bir adım atmış olacağımıza inanıyoruz.

Bu arada, şiir ağırlıklı sitemize ilişkin dilek, öneri ve eleştirilerinizi de iletirseniz mutlu olacağız.

Esenlikle… Sevgilerimizle…

S’İMGE

 

 

53 Responses to S’imge-İletişim

  1. Gülgün ÇAKO dedi ki:

    Işığı bol,aydınlığı kalıcı olsun.

    Sevgimle…

  2. aylin dedi ki:

    apaydınlık bir döngü,okurken çok keyif aldım.teşekkürler ,sevgilerimle…

  3. simgesiir dedi ki:

    İlginiz ve beğeniniz için teşekkür ediyoruz Sevgili Aylin Hanım:-)) Bizi izlemeye devam etmeniz, bizi sevindirecektir…Sevgi ve saygılarımızla…

  4. erginbay dedi ki:

    Cahit Hocam,

    Güzel olmuş blogun..
    Yardımcılarının da eline sağlık..
    Umarım google-ın sitesi gibi Denizli 2.Asliye Ceza Mahkemesi wordpress-i de kapatmaz:)))

    Selamlar…

  5. h5n1 dedi ki:

    Çok güzel yazılar.. Teşekkürler:)

    • simgesiir dedi ki:

      İlginiz ve beğeniniz için biz de size teşekkür ediyoruz değerli komşumuz:-)) Değerli şeyler, paylaşıldıkça daha da değer kazanıyorlar:-))

  6. simgesiir dedi ki:

    Sevgili Perihan, Berna, Nurcan, Mihrican ve Buketimiz:)

    Sitemizi özgün yorumlarıyla zenginleştiren siz değerli arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bu birlikteliğimizin sürmesi dileğiyle sevgilerimizi iletiyoruz.

  7. Emek üreten yüreklerin değeri ölçülmez çünki, daima düşünce çıtasını yükseltir…

    Sevgi ve saygılarımla

    İnci Tun

    Polyanna + umutkuslari+ canısın

  8. SALİH SIKI dedi ki:

    Cihat abi (Cansever Eyüboğlu)Benim bildiğim 25yıl,sizdeki bu sevda inan ellerinden öptürür.Sitene yeni buldum ama eski tiryakinim bilirsin.Sağlıcakla kal

    • simgesiir dedi ki:

      Sağolasın Salihciğim, 25 yıl geçivermiş gerçekten:)) Şimdi nerelerdesin, n’apıyorsun?
      Güzel günlere.. Esenlikle…

  9. metin sahin dedi ki:

    Şiirlerimi sitenize nasılk gönderebilir..sitemnize nasıl üye olabilirim…?

    • simgesiir dedi ki:

      Sitemizde öncelikli olarak son 25 yıl boyunca yayınladığımız dergi, seçki ve antolojilerimizden örnekler yayımlamaktayız. Her okura açık olan sitemiz için üyelik sistemi sözkonusu değildir.

  10. SALİH SIKI dedi ki:

    BUGÜN

    Hasan Hüseyin’in ruh halindeyim bugün
    Yaralandığını bilmeyen sancak taşıyıcısı
    Rıfat Ilgaz’ın son günlerindeyim
    Huzurevinin mazilenmiş kokusu
    Bedri Rahmi gibiyim bir yanım resim, şiir
    Bir yanım hasret ranza, demir
    Ahmet Arif’leştim bugün
    Gönlümde aşiret, beynimde medeniyet
    Bir garip Orhan Veli
    Hafif deli ve melankoli

    Şairleri bugün anlıyorum tamam
    Aynı burçtanız desem, astrojiye inanmam

    Aziz Nesin’in kırıcılığındayım
    Cemal Süreya bir ‘y’sini kaybettiği iddiada
    Sabahattin Ali ile Bulgar yolunda
    Odabaşı’nın gençliğinden vurulduğu anda
    Sunay Akın’ın oyuncaklarında
    Ve şu an neredeyim biliyormusunuz?
    Otsuz K.İskender’in 3. boyutunda
    Veysel’in gözündeyim
    Yunus’un gönlünde
    Ben bugün Nazım’ın deniz olunduğu gölünde
    Ben bugün çok garip bir haldeyim
    30 haziran 08

  11. SALİH SIKI dedi ki:

    BU FİLM BÖYLE BİTMEZ
    AMA BİTTİ
    Nazım’a
    Yaşamın getirdiği şu noktada
    Yaşanılanların bir etkeni ve nedeni vardır.
    Tamam anlarız da
    Ama tam da martın sonunda
    Bütün dallar çiçekliyken
    En güzel ucun kırılması revamıdır?

    Umutlar bitti
    Açık kalmış kitapların, yastık vazifesi
    Sınavlar bitti. Vizeler, finaller bitti
    Artık ne gelecek iş kaygısı kaldı
    Ne de korkusu

    Sevinçler yaza saklanmış yazlıklar gibi
    Daha jelatinleri açmadan
    Ne damatlıklar giyip, askerde gün
    .saymadan
    hayallerinin zarfını bile yırtmadan
    gitti.
    Hayat sana ilk taksitini bile ödemedi
    Parmağında mürekkep leken
    Cebinde kimya formülleri vardı, belki

    Biz bile fazla fazla yaşarken
    Canın sağ olsun diyor da
    Senin baba BABA HAKKI’n varken
    Diyemedi adaletsiz, zalim dünya
    31/3/08

  12. Görünce çok sevindim.

  13. latif dedi ki:

    Saygılar selamlar, emeğiniz ve elleriniz dert görmesin. Büyük ustanın dediğince: Şiir ayaktadır ve ayakta olmaya devam edecek. İnsan ve şiir sıcağı günlere…

  14. İlşad Özkan dedi ki:

    Fazla söze gerek yok, “Harika bir site!”. Çok teşekkürler.

  15. Hakan Özturan dedi ki:

    Dilimin Şiirsel Sevinci….

    Nazım Hikmet Anısana

    Düşümün sessiz kaldığı yerde silinip giden cümlemsin,

    Kaç aşk yaşadım imgelerinin uzak ülkesinde
    Kaç yaş büyüdüm sevdalı yanını hiç yaşamadan
    Senin ellerinle bir kadına dokunamadan
    Çoğalmadan,
    Iklimlerin karmaşasında,herkes boy atarken.

    Yaşlı,dalgın ve kimsesiz şiirlerimi okurken
    Dost mavisi gözlerin gelir aklıma
    Sevdiğin her kadına bakışın,

    Yıllar boyu,Ülkemin ve yurtların konuğusun içimde
    Yenilmez imgelerimin öfkeli sevinci

    Sen;
    “vatan hainliği`ne devam eden” ,
    yel değirmenlerinin don kişot`u

    Sen;
    Öfkeme karayel

    Tepeden tırnağa aşk,

    Sen;
    Dilimin şiirsel sevinci

    öfkemin dilisin.

    Hakan Özturan

  16. ORHAN AFACAN dedi ki:

    Zafer işareti sapan çatalı
    Dinle ey Doğulu,dnle ey batılı
    Yıllar,aylar değil günşer sayılı
    Sacını,başını Moşşe yolacak
    Filistin bağımsız devlet olacak.

    Beşerin alnında fani yazılı
    Doğmadan Gazze\’de mezar kazılı
    Moşşe hep silahlı,Moşşe azılı
    Moşşe\’de çaresiz yalnız kalacak
    Filistin bağımsız devlet olacak.

    Gündüzdür geceler bombardımanla
    Gecedir gündüzler tozla,dumanla.
    Yerden sonra gökte boyandı kanla.
    Gökler,yer rengiyle tekrar dolacak
    Filistin bağımsız devlet olacak.

    Füzelere karşı sapan taşları
    Eğilmez kparda diktir başları.
    Doldurmaz çocuğun çock yaşları
    Devamlı bu güçten Moşşe yılacak
    Filistin bağımsız devlet olacak.
    ORHAN AFACAN

  17. Tuncay Akdağ dedi ki:

    T.C.
    MERSİN
    YENİCE BELEDİYESİ

    30 Ağustos -1 Eylül 2010 tarihlerinde düzenlenecek olan Yenice 7. Barış ve Kültür Festivali kapsamında düzenlenen ödüllü 5. Ulusal Şiir Yarışması şartnamesi
    Katılma koşulları
    1-) Şiir yarışmasının konusu “ BARIŞ İÇERİSİNDE BİRLİKTE YAŞAMA “

    2-) Yarışma tüm amatör ve profesyonel şairlere açıktır.

    3-) Yarışma serbest vezin dalında yapılacaktır.

    4-) Yarışmaya en fazla iki şiirle katılınacaktır.

    5-) Şiirler 17 Ağustos 2010 tarihine kadar “ YENİCE BELEDİYESİ ŞİİR YARIŞMASI KOMİSYONU – Yenice Belediyesi – Mersin adresine gönderilecektir.

    6-) Katılımcılar yazdıkları şiirleri, ayrı bir zarfa koyup üzerine rumuzlarını yazacaktır.

    7-) İkinci zarfa isim, özgeçmiş, varsa mahlas ve rumuzlarını yazıp kapatacaklar ve her iki zarfı üçüncü bir zarfa koyup kapalı bir şekilde belirtilen adrese göndereceklerdir.

    😎 Yarışma sonuçları 17 Ağustos 2010 tarihinde dereceye girenlere telefonla ve http://www.mersinyenice.bel.tr Internet adresimizden kamuoyuna duyurulacak olup, dereceye giremeyenlere yazılı bildirimde bulunulacaktır.
    9-) Yarışmada birinci olan şiir sahibi tarafından festival gecesindeki ödül töreninde okunacaktır.

    10-) Ödül töreni 1 Eylül 2010 tarihinde festival gecesi halkın huzurunda yapılacaktır.

    11-) Dereceye giren şairlerin sadece kendilerinin Yol (otobüsle) , Konaklama ve Yemek giderleri Yenice Belediyesi tarafından karşılanacaktır.

    12-) Yarışmaya katılan şiirlerin daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış ve başka bir yarışmaya katılmamış olması gerekmektedir. Daha önce yayınlandığı tespit edilen şiir dereceye girse dahi iptal edildiği kamuoyuna açıklanacaktır.

    13-) Şiirler bilgisayar, daktilo veya okunaklı el yazısıyla yazılabilir.

    14-) Yarışmacılar şiirlerinde açık isim ve varsa mahlaslarını kullanmayıp rumuz kullanacaklardır.

    15-) Katılımcılar isimlerini, açık adreslerini ve telefonlarını mutlaka belirteceklerdir.
    16-) Seçici kurul yarışma sonunda açıklanacaktır.

    ÖDÜLLER:

    BİRİNCİYE: 350 YTL + PLAKET

    İKİNCİYE: 250 YTL + PLAKET

    ÜÇÜNCÜYE: 150 YTL + PLAKET

    İLETİŞİM: 0.324.6513005 – 0.530.4675892 – Tuncay AKDAĞ / Kültür İşleri Şefi

  18. Nezih GÜL dedi ki:

    Derginizi Mephisto Cafe de bulabilecegimiz seklinde not dusulmus. Ancak gerek beyoglu gerek Besiktas ta bulamadim. Ve uzun zamandir yayımlanmadigini uzulerek ogrenmis bulunuyorum. Istanbulda yonlendireceginiz baska bir aderes varmidir..???

    • simgesiir dedi ki:

      Simge Seçkimiz 3 yıl önce yayınına ara vermişti, aynı formatta Mavi Güvercin Seçkimiz yayımlanıyor.
      Simge’nin tüm sayılarını Sitemizin başındaki listeden görebilir, eksik temalarınızı tamamlayabilirsiniz.

  19. Dursun TOMBUL dedi ki:

    İyi günler,
    Sitenizin şiir bölümünde şiirlerimi yayınlamak istiyorum.
    Yardımcı olur musunuz.
    Teşekkürler ve başarılı yayın hayatı temennilerimle….

    • simgesiir dedi ki:

      Sitemiz Türk ve Dünya şiirinin bir antolojisi niteliğinde önemli dergi ve kitaplardan eğitim amaçlı seçmelerden oluşmaktadır. Her tarzın başarılı şiir örneklerine de yer veriyoruz tabii. simgeedebiyat@gmail.com adresimize göndereceğiniz örnekler başarılı bulunursa yayımlanabilir. Sevgiler…

  20. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Beyoğlu’nda

    Beyoğlu;
    Duyguların akvaryumu.
    Bense,
    Zamanın
    İstiridye kabuklarından geçen
    Lepistes.
    Hey be canım sevda rüzgarı,
    Bir nefes, bir heves
    Günışığı gibi
    Nerelerden olursa olsun
    Delicesine es.

    Emsalsiz mevsimlern yolu
    Beyoğlu:
    Yaşantımızın vazgeçilmez huyu…

  21. Dursun TOMBUL dedi ki:

    BEYOĞLU ADINDAKİ MABED

    Zaman acımasızca kendini asmıştır,
    Gölgesi uzanır merdivenlerine.
    Nice aşklar yaşanıp,
    Külleri hatıra kaldı
    İstiklal Caddesinde.

    Söylenecek bir şey yok.
    Pera-Palas’da sükun buldu
    Yorgun seneler.
    Tünel’de hala bekleniyor
    O vefasız sevgililer.

    Akşamın
    Kasvetli bulutları çöküyor,
    Anıların üzerine birer birer.
    Odakule, Latin Kilisesi,
    Ayakta zor duruyor, üzülmekteler.

    Sadece Haçopulos Pasajı bilir;
    Orada Rum Kızını nasıl sıkıştırdığımı.
    Dayanılır gibi değildi etli dudakları.
    Bugün tanımamazlıktan gelip geçsem de
    Mazimizin tokadı, kızartır suratımı.

    Tam ortasında kalmışımdır,
    Galatasaray Meydanı’nda.
    Balık Pazarı’ndaki kokular,
    Çiçek Pasajı’nın kusmuklarına karışır.
    Hayallerin aksidir, orada sızıp kalır.

    İnci Pastahanesi;
    Deri derin süzer beni, anlayamam.
    Her köşe başında yorgun yaşamlar,
    Susmaz hayat kadınının şuh kahkahası
    Kulaklarımda patlar.

    Kelimelerle tarif edilemez;
    Ağa Camii’nin minberinde uyur
    Huzurun ta kendisi.
    Tesbihlerde ard arda dizilidir
    İnsanlığın sevgisi.

    Fransız Konsolosluğu’ndan geçerken,
    İçim burkulur her nedense.
    Çıkagelir ayrılık sinsice.
    Hani “ölene dek bekleyeceğim” diyen
    Çilli sevdiğim nerede.

    Sarhoş akşamların altında kalmıştır,
    Taksim Meydanı.
    Yaslanır omuzlarıma;
    Bıraksam
    Yığılacak raylara boylu boyunca.

    Üzerimize örtmüşler çaresizliği;
    Yaşam,
    Ha düştü ha düşecek yakamızdan.
    Duygular dağılmıştır açık saçık.
    Gizemli Beyoğlu Mabedi’nin
    Dayanılmaz uykusundayız artık…

  22. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Beyoğlu’nda (3)

    Bir eller cepte senfonisindeyim.
    Terk edilişin çıplaklığında,
    Dağınıklığın korkusu başlar
    Kaldırımlarda.
    Tramvaylara ray olur
    Hayallerim.
    Tünel’e uzanır,
    Taksim’e geri dönerim.

    Akşamın karanlığı çökerken
    Beyoğlu’na;
    Anlamadığım havalar
    Gelip ortada dururlar.
    Yalnızlık,
    Anılarımıza laf atar.
    Çaresizliğin
    Kirli dişlerine inat,
    Çarmıhlara gerilir duyguları.
    İster istemez
    Loş sokaklara sığınırım.

    Hicaz Faslı;
    Kanunun tellerinden yayılırken
    İstiklal Caddesi’ne,
    Gizemli bir tebessüm yanıp söner
    Sinsice.
    Aldanışlar, tekmil vefasızlıklar,
    Tüm güzellikleri
    Bir çıpırda boğarlar.

    Terkedip giderken geceler
    Yerlerini , sabahlara.
    Nice aşklar başlar,
    Yürekler kavrulur
    Vefasız sevgilinin avuçlarında.

    Yaşam;
    Sızıp kalsa köşe başlarında.
    Umutlar
    Dar sokaklarda kaybolsa.
    Geceleri
    Azrail, tur atıyor olsa da
    Buralarda;
    Yarınlara doğru gün ışığı,
    Bambaşka doğar
    Beyoğlu’nda…

  23. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Beyoğlu’nda (4)

    Gitarın tellerinden yayılırken
    Gizemli duygularım melodileri,
    Pera Cafe’nin önünden geçer
    Anılar Treni.
    Sırtlarım
    Umutlar Tramvayını
    Uzanırız Tünel’e.
    Eski aşklar, taşınıp gitmişler
    Zamansızlığın doruğundadır bu yerler.
    Umarım
    Hala benl bekliyordur,
    Haçopulos Pasajı’nda
    Unuttuğum dilber.

    Bırakmaz İstiklal Caddesi,
    Hamur gibi yoğurur
    Kurtaramam kendimi.
    Her bir parke taşı,
    Hatırlatır bana, yalancı aşkları.
    Çaresiz
    Gönderirim Tramvayı Taksim’e.
    Dizlerimin bağı çözülür,
    Sahipsiz kalmıştır duygular
    Çöreklenirler yüreğime.
    Bir nefes alıp-veririm, bir daha.
    Sararmış buket çiçektir,
    Kaybolmuş saatler ellerimde…

  24. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Beyoglu’nda (5)

    Anılar,
    Rakkase mükemmelliğinde
    Dans ediyorlarken
    İstiklal Caddesi’nde,
    Yaşamın yorgun nefesi
    Unutturamaz bana,
    Tramvay’daki zenci güzelini.
    Delikanlılık cevheri
    Köşe başlarındadır
    Hayat kadınlarının bitmez ekmeği.

    Yükseliyorken
    Ağa Camii’nden ezan sesi;
    Yine de tutamaz
    Şehevi arzularımı.
    Peşinden koşturup gider
    Moldovya’lı dilber.
    Duygular
    Çiçek Pasajı’nda sıkışıp kalır.
    Bir öğürtüdür
    Kulakları patlatır.
    Çaresizliğin kusmukları
    Raylara yayılır.

    Polislerle dalaşır 3-5 travesti.
    Akşamın
    Alacakaranlığına karışır,
    Siren sesleri.
    Umutlar
    Saklanacak sokak ararken,
    Odakule
    Yüksekten seyreder hepsini.
    Tünel;
    Çoktan kaybetmiştir eski etiketini.

    Zaman silindiri, acımasızdır yaşama.
    Geceleri
    Yıkık yaşamlar geziniyorken
    Buralarda,
    Gündüzleri,
    Yepyeni yürekler atmaya başlar
    Beyoğlu’nda…

  25. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Beyoglu’nda (6)

    Beyoğlu’nun güzelleri,
    Aşkın yalancı yüzleri.
    Turaladıkça İstiklal Caddesini
    Yakarlar nice yürekleri.

    Beyoğlu’nun güzelleri,
    Estikçe bahar yelleri
    Nazlanıp dururlar
    Sanırsınız yaz gülleri.

    Beyoğlu’nun güzelleri,
    Yıllanmış şarap gibi
    Ne yapsalar yeri.
    Peşlerinden sürükleyip götürürler
    Ahh.ah bu ömür dediklerini…

    (Merhum Bestekar Mustafa MALAY tarafından RAST Makamında bestelenmiştir)

  26. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Beyoglu’nda (7)

    Beyoğlu’nda,
    Dar bir sokak.
    Satılır köşebaşında
    Nazar boncuğu, takılar.
    Anlamadığım duygular,
    Bırakırlar beni burada.

    Dalarım
    O dar sokaktan içeri.
    Cumbaların,
    Arkasına gizlenmiş
    Buraların
    Eski güzelliği.

    Çiftleşen kedilerin hırıltısını,
    Aniden keser
    Yerlerde sürünen
    Travestinin çığlığı.
    Bir uğultudur başlar.
    Yorgun zaman ve ihtiraslar,
    Alkol kokusuna karışırlar.

    Bir lokma ekmek için
    Çırpınan yaşlı teyzede,
    Biliyorum
    Pek çok hatıralar saklıdır,
    Derin yüz çizgilerinde.

    Hırsımı
    Tekmelediğim
    Boş bira kutusndan alırım.
    Sokağın öbür ucundan
    Hızla geçer
    Rus güzeli,
    Bakakalırım.

    Çaresizce
    Geri dönerim.
    Soyunurum
    O dar sokaktan.
    Aatarım kendimi,
    İstiklal Caddesi’ne.
    Ardıma bakmam bile.
    Biraz alıngan
    Biraz meyhoş,
    Biraz da biteviye,
    Karışır giderım
    Beyoğlu’nun insan seline…

  27. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Şişli

    Burası
    Şişli-Halaskargazi Caddesi.
    Mevsim
    Bağbozumu.
    Geç Otur karşıma 55 yıl.
    Geri getir,
    Kısa pantolonlu çocukluğumu.

    Birazdan geçer
    Mecidiyeköy – Yenikapı
    24 nolu tramvayı.
    Raylarına
    Dizdiğimiz Mantarlar,
    Patlarlar peşpeşe.
    Büyüklerde depreşir öfke,
    Biz çocuklar pürneşe.

    Durdurur tramvayı
    Pos bıyıklı
    Tonton vatman amca;
    Kovalar bizi
    Etfal Hastahanesinin
    Sokaklarına.

    Kulaklarımızın özlemleridir;
    Yoğurtcu Ramazan Amca’nın
    Ellerinde salladığı çan.
    Kış geceleri
    Sokaklarımızda satılan
    Tahin-pekmez.
    Unutturamazsın zaman,
    Gücün yetmez.

    Akşam,
    Samanyolu’nun
    Arka sokaklarına saklanmış.
    Projektörler,
    Kablolar
    Bir cümle film ekibi.
    Yönetmen bağırtıları.
    Acayip telaşlar içinde
    Seyre hazır,
    Toplanmış mahalle halkı.
    Sanki
    Ekmek, aş veriyorlar.
    Hepsine
    Kahkahalarla gülüp geçiyor
    Dolunay.

    Bilmem
    Bilemem.
    Hangi filmin
    Kaçıncı sahnesini çekiyor;
    Rahmetli Orhan Günşiray.

    Doğum günümün hatırına;
    Efendi efendi
    Geç otur karşıma
    55 yıl.
    Ya geri getir
    Kısa pantolonlu çocukluğumu,
    Ya da
    Kaçacak delik ara.

    Gerisini anlıyorsun ya…

  28. Dursun TOMBUL dedi ki:

    İstanbul Türküsü (3)

    Altımda
    Boğaziçi Vapuru’nun güvertesi.
    Karşımda
    Altın Boynuz Haliç.
    Yaşantımızda
    Zıpkın tadıyla gizli,
    Okşa yüzlerimi okşa
    Keskin kolonya kokulu
    Ilık lodosun esintileri.

    Gözlerim açık olsun
    Bu rüya aleminde.
    Efkar basmış gönlünü de,
    Tüttürür dumanını
    Cibali Sigara Fabrikası.
    Biteviyeliği oynar,
    Geride kalan
    Hoş bir anı.

    Alınlarınız ak,
    Başlarınız göğe değiyor.
    Tarih,
    Gıpta ile bakıyor.
    Fatih ve Süleymaniye Camiileri;
    Hiç bitmez
    Sizin
    İstanbul nöbetleri.

    Huşu içinde gezinir,
    Büsbütün büyür İman.
    Sarar bütün yaşamları.
    Medine-i Münevvere’nin kardeşi
    Hz.Eyüp Sultan.

    Közde köpürder
    Kallavi kahvesiyle,
    Kucak açmış bekler Piter Loti.
    Oyunlarına dalmıştır
    Mazi ve duygular.
    Sarmaşıklarda sallanır
    Zamanın gümüş rengi.

    Gözlerimin önünden
    Siyah beyaz
    Film şeridi geçiyor;
    Eski Galata Köprüsü,
    Köprü altı serserileri
    Ve
    Kulaklarımızın aşinası,
    Seyyar satıcı sesleri.

    Karaköy,
    Belli ki sıkıntılı.
    Görüntüsünü bozuyor,
    Kabataş’tan gelen
    Metro tramvayı.

    Kendini tanıyamıyor,
    İsyanlarda Eminönü;
    Güzelim vapur dumanları,
    Martı kuşlarının yerini
    Bilinmeyen
    Klakson sesleri aldı.

    Mahzun bakışlı
    Dimdik ayaktadır Yeni Cami.
    O manevi ruhla duruldum.
    Mermer basamaklarında,
    Güvercinlere yem atıyor
    Çocukluğum.

    Mısır çarşısı;
    Etten kemikten bir parçasın.
    Tarihin
    Bu tavanlarında
    Hala asılıdır,
    İlk sende tattığımız
    Baharat kokuların.

    Tahtakale;
    Yaşantımızın
    Yedek parçalarının satıldığı
    Otantik belde.
    Saklandın mı!
    Yoksa
    Tarihten mi kaçıyorsun.
    Bunu
    Sen de bilmiyorsun.

    Sultanhamam’daki
    Mahşeri kalabalık;
    Sanki
    Her biriniz tanıdık.
    Rüyalar dizisinde
    Durmayın, gezinin,
    Genç, yaşlı, İhtiyar.
    Yaşam,
    Bizleri burada unutmuş,
    Bunda ne var.

    Rahmetli Hacı Annemin,
    Küçükken
    Ellerimden tutup,
    Sünnet elbiselerimle gezdirdiği
    Ahh nerede
    O zaman dilimi.
    Kaymaklı tel kadayıf
    Lezzetindeydi.

    Kapalıçarşı;
    Nice
    Sevinçlerin, hüsranların
    Bir cümle;
    Etik
    Yaşam nefeslerinin adı.
    Burası
    Nasıl olmasın,
    İnsanların
    Karınca yuvası.

    Mehter Marşlarının
    Sesleri duyuluyor.
    En güzel
    Aşk şerbetleri;
    Direkler arasında yudumlanıyor.
    Hakkındır,
    Geçmişimiz
    Seninle gururlanıyor.

    Sana
    Hiçbir tepeden bakamıyorum,
    Gözlerim kamaşıyor.
    Sen,
    Fatih’lerin
    Kanuni’lerin,
    Üstat Yahya Kemal’lerin
    İstanbul’usun.

    Bense
    Garip şair Dursun.

    Bırak,
    Zavallı gönlüm
    Böyle avunsun…

  29. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Kapaliçarşi

    Beyazıt Kapısı’ndan
    Kovulur,
    Ne varsa hüzünden yana.
    Arayıp
    Bulamaz insan
    Kendini burada.
    Güvercin kanatlarında
    Saklanır,
    Umutlar.
    Bedestan’da yudumlanır
    Yorgun-meyhoş çaylar.
    Yelpaze gibi rüzgarlardır,
    Tarih’ten eser.
    Neler anlatır da
    Bilemeyiz,
    Direklerarasında
    Fokurdatılan nargileler.

    Sultanhamam Kapısı’na
    Vardığımda,
    Zaman çekip gider.
    Hep karşımda durur,
    Annemin; küçükken aldığı
    Sünnet elbiselerim.
    Bomboş kalır
    Sultanhamam Çarşısı,
    Tepede-tırnağa titrerim.

    Sahaflar Çarşısı’nda,
    Unutulur yaşam.
    Etkilemez bizi
    Dertler Senfonisi.
    Emrimizde durur
    Sabah-akşamlar.
    Derken,
    Binbirçeşit
    Rüyalar başlar.

    Yüreğimdeki
    Dinmeyen tatlı sızı.
    İnsanların
    Karınca yuvası.
    Sularını içtik sebillerinden
    Damak tadı.
    Yaşantmıza sığmayan
    Değerler yargısı.
    Heyyy… Kapalıçarşı…..

  30. Dursun TOMBUL dedi ki:

    Midilii Adasi’ında Bir Gün Batimi

    Zaman,
    Bir İkindi vakti.
    Güneş yorgun argın
    Sallanıyorken
    Yamaçların tepelerinde.
    Sincap çevikliği
    Ve
    Yılan sessizliğinde
    Helen Güzeli,
    Midilli Sahilnden denize girdi.

    Önceleri
    Saçlarını okşayan ılık rüzgar;
    Bu güzeliğin karşısında afallar.
    Dayanamaz
    Sonrası,
    Helen Güzeli’nin
    Yanaklarını okşamaya başlar.
    Sevinçten kabarır Ege Denizi.
    Assos’un kıyılarına vurur.
    Bu yakadaki
    Sessiz sakin duygular,
    Yedi şiddetindeki depremle ayaklanırlar.

    Kıyıda
    Demli bir akşamüstü çayı
    Yudumluyorken,
    Uzaktan görürüm
    O Helen Güzeli’ni.
    Çıkarım Behramkale’nin
    En yüksek tepesine.
    Aşkın dayanılmazlığı
    Çırpınıp durur
    Bir kadeh
    Kırmızı şarabın akislerinde.

    Gün batımına doğru,
    Zaman
    Durdurur beni.
    Denizden çıkıp
    Gözden kaybolunca
    Helen Güzeli;
    Acımasızca
    Midilli’nin sahillerine gömer,
    Ümitlerimi, hayallerimi, nefeslerimi…

  31. osman dedi ki:

    Unutulmayan Şiirler Antolojisi isimli şiir kitabını arıyorum ancak bulamıyorum,(Aziz Nesin’in resmi olan) yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. İletişim için lütfen : osmanbayar@gmail.com

    • simgesiir dedi ki:

      2005’te 11. baskısı yapılmış olan Unutulmayan Şiirler Antolojisi tükenmiş durumda. Ama, kapağında 5 şairin yer aldığı genişletilmiş basımda Aziz Nesin’in resmi yoktu. Yeni yılda yeni basımı yapılacak. Teşekkürler…

  32. Gaffari Çira dedi ki:

    “Emeğinize sağlık mukemmel paylaşımlar ”
    karanlıkları boğacak tarzda eserler ..

  33. kremt dedi ki:

    ecE ayhaN çağlaR’ı nereye sakladınız…

  34. alev gül dedi ki:

    İnternet üzerinde de olsa derginizi görebilmek benı cok mutlu etti.Birkaç yıldır yayın yapmadığınızı biliyorum.Derginizi niye bulamıyorum diye yayınevınızı defalarca aradığımdan bunu üzülerek öğrenmiştim..aynı formatta yayın yapan mavi güvercin seçkisinden bahsetmişsiniz.ben balıkesir de ikamet etmekteyım.acaba buraya gönderilmekte mıdır?Nerede bulabilirim.bilgilendirmeyı mail adresime de yaparsanız sevınırım.lütfen yayınlarınıza devam edin.saygı ve sevgilerle..

  35. alev gül dedi ki:

    soruma hala yanıt bekliyorum. sayın editör.

  36. abdulkadir Türe dedi ki:

    38 sayıdan oluşan S’imge seçki koleksiyonu almak istiyorum.Nasıl ulaşabilirim size e-posta adresim:abdulkadirture@hotmail.com yardımcı olursanız çok sevinirim, aslında çeşitli kitapçılardan birkaç sayıyı aldım , diğer sayıları kitapçılarda bulamadım kitapçılar aracılığıyla adresinize ulaşmak istedim fakat bir türlü ulaşamadım, altı yedi yıldır çıkardığınız seçkileri kitapçı raflarında buldukça alıyorum; fakat onlarda sanırım ellerinde kalmış raflarda araya sıkışmış yayınlar. yayınlarınzı ulaşmamımsağlasanız ;abonelik veya Adana veya Sivas’ta yayınlarınıza ulaşabileceğim kitapçı konusunda yardımlarınızı bekliyorum ilgileneceğiniz için teşekkür ederim

  37. fatih dedi ki:

    Sitenizi tesadüfen buldum.
    Çok emekle hazırlanmış ve özgün eserleri toplamış.
    Ellerinize sağlık…
    Fatih ÇAKIRTAŞ

  38. Merhabalar!
    Sitenizle tesadüfen tanıştım. Siteyi çok sevdim. Kültür / Edebiyat sitesi tanıdığıma sevindim. Şiir yazmayı deneyen biri olarak sitenizin şiir ağırlıklı olmasına daha da çok sevindim. Şiir çalışmalarımdan küçük bir örnek:

    Akan Kana Dur Deyin!

    Acının dili olmaz; Kürd’ü, Laz’ı, Türk’ü yok
    Aynı acıyla akar, gözyaşının ırkı yok!
    Evlat öldüren kurşun yürekleri acıtır
    Dünyada bütün gözler, aynı yaşı akıtır!
    Ağlayan hep yoksuldur, yoksul için yengi yok
    Acı aynı acıdır, gözyaşının rengi yok!
    Ülkemin insanına kanlı eller uzanır
    İnsanım kan ağlarken anamalcı kazanır!
    Krallıklar yıkılıp krallar ölmedi mi
    Kan’a isyan etmenin zamanı gelmedi mi?
    Yeter artık, katiller namluyu yağlamasın
    Savaşlara DUR deyin, analar ağlamasın!
    Cumali Cumalioğlu

  39. Sitenize üye olmak istedim ancak üyelik butonu göremedim. İlgilenirseniz sevinirim.
    Saygılarımla…

  40. Yanıt için teşekkür ederim sevgili simgeşiir.

  41. şerife dedi ki:

    S’İMGE dergisinin hala yayınlanıp yayınlanmadığını öğrenebilir miyim?Eğer yayınlanıyorsa abone olmak isterim.Teşekkürler.

    • simgesiir dedi ki:

      Bahçe sona erdiğinde yayımlanan S’imge seçkilerimiz de 2008’de yayınına ara vermişti. Site başlığımızda yer alan Akdeniz ve S’imge Yayınları listemize bakınız. Dergi ve seçkilerimizin listesinden istekleriniz olursa bildiriniz, gönderelim. Sevgiler…

      • şerife dedi ki:

        Bilgilendirme için teşekkür ederim.Ankara da okurken S’imge dergisinin takipçisiydim.Sonra göreve başladığım yerde dergi bulamadığımdan ara verdim.Hala eski dergilerim durur arada açar okurum ve eski günleri hatırlarım.:))

Dursun TOMBUL için bir cevap yazın Cevabı iptal et